İstiklal Marşının Kabulünün 100. Yılı temalı 3. Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Sempozyumu MAKÜ Lavanta Tepesi Otel’de AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımıyla gerçekleşti.
28 – 31 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 3. Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Sempozyumuna Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Eşi Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş, Burdur Valisi Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. İlker Çarıkçı, il protokolü, akademisyenler, 25 ülkeden 60 akademisyen, Türkiye’nin 40 farklı üniversitelerinden bilim insanları ve basın mensupları katıldı.
Sempozyum öncesi MAKÜ Öğr. Gör. Ozan Güvendi’nin küratörlüğünü üstlendiği “Renklendirilmiş Fotoğraflarıyla Mehmet Akif Ersoy Sergisi” gezildi. Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’a 100. Yıla özel basılan gümüş para hediye etti. Kurtulmuş burada anı defterini de imzaladı.
İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile başlayan sempozyumda üniversite tanıtım filminin gösteriminin ardından Türk Müziği Devlet Konservatuvarı öğretim üyeleri tarafından hazırlanan “Burdur Suiti” isimli müzik dinletisi gerçekleştirildi.
Rektör Korkmaz; “Mehmet Akif, millî davamızın ve İslam âleminin dertlerine tercüman olmuştur”
Açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz yaptı. Rektör Korkmaz konuşmasında; “Her millet, kendi bağımsızlık destanını anlatan milli marşlarla hürriyet aşkını dünyaya ilan etmeyi bir ritüel haline getirmiştir. Fransız İhtilali’nden sonra yaygınlık gösteren bu eğilim, beka süreciyle sınanmış her milletin, vazgeçilemeyecek en büyük ülküsünün “bağımsızlık” olduğunu gösteren tarihi bir gerçektir. 1918 yılında önce Mütareke yaptırımlarının ardından dayatılan Sevr Antlaşması ve sonrasında İstanbul’un işgaliyle Osmanlı Devleti sarsılmışken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının girişimiyle yeni bir devlet kurmanın ilk adımları atılmış, büyük bir zaferle sonuçlanacak destansı mücadelemizin ruhunu aksettirecek milli bir marşa ihtiyaç duyulmuştur. Hepinizin bildiği üzere İstiklal Marşını belirlemek üzere açılan yarışmada ödül bulunduğu için Mehmet Akif Ersoy, katılma noktasında önce çekimser kalmış, hatırlı dostlarının tavassutuyla Balkan Harplerinden itibaren ruhunda kaynayıp duran istiklal aşkını, ateşli dizelerle kâğıda dökmüştür. Bu yönüyle Mehmet Akif Ersoy, milletimizin ve devletimizin bekasıyla sınandığı en buhranlı günlerde millî davamızın ve İslam âleminin dertlerine tercüman olmuş ve maşerî vicdanda haklı bir yer edinmiştir. İman ve ahlak timsali olan Akif, hepimizin başucu kitabı olması gereken Safahat ve özellikle de istiklal Marşıyla “Millî Şair” olma vasfını hakkıyla kazanmıştır. İstiklal Marşı, sadece ülkemizin değil, 1000 yıldır bu topraklarda at koşturmuş; hak, hukuk, adalet ve huzurun en büyük garantörü olan Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin ve bütün İslam milletlerinin dayandığı milli ve insani değerleri yansıtan bir mutabakat metnidir. Öyle ki, bugün insanlığın en elzem ihtiyaçları olan bağımsızlık, hak, iman, ahlak, vicdan ve “medeniyet” kisvesine bürünmüş emperyalizme karşı topyekûn mücadele ruhu, İstiklal Marşı’mızda en canlı ve en çarpıcı şekilde dile getirilmiştir.
Mehmet Akif Ersoy’un, Safahat’ın, Birinci Kitap’ından başlayarak Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hâtıralar, Asım ve Gölgeler adlı kitaplarının her birisi millî meselelerimizi terennüm eden, bir ideali ve davası olan eserlerdir. Bütün bu kitapların gayesi birdir: Vatan sevgisi, bağımsızlık sevdası her gayenin üstündedir. Aydın, sadece müspet ilimlerle değil, çalışkanlığı, dürüstlüğü ve güzel ahlâkıyla da içinden çıktığı topluma karşı her zaman sorumludur. Gözünü dünyadaki bilimsel ve teknik gelişmelere kapatmış aydınlar kadar, sadece mahalli kültürden beslenen düşünürler de toplumun dertlerine yönelik sağlıklı reçeteler sunamazlar. O halde yarınımız olan gençlerimiz, evrensel değerlere kayıtsız kalmadan kendi milli ruhundan da kopmadan ancak Akif’in idealize ettiği Asım’ın neslinin bir ferdi olarak kendini konumlandırmalıdır” dedi.
Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz konuşmasının devamında; “Kurulduğumuz günden beri taşıdığımız ismin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğu yerine getirmek için Mehmet Akif Ersoy adını taşıyan bilimsel yayınlar yaptık, kongre ve konferanslar düzenledik, uluslararası düzeyde ödül programlarını hayata geçirdik, onun adını taşıyan müze ve kitaplıklar kurduk, sergiler ve konserler organize ettik ve onun doğduğu coğrafyaya uzanıp Balkan ülkelerinde Akif temalı etkinliklere imza attık. Tüm bu etkinlerdeki amacımız vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u bir fikir insani olarak daha iyi anlamak ve anlatmak içindi.
Bu yılın İstiklal Marşı yılı olması omuzlarımıza tatlı bir mesuliyet daha yükleyince Mehmet Akif Ersoy eksenli çalışmalarımıza daha da hız verdik. Mart ayında bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızca Külliye’de takdim edilen Uluslararası Mehmet Akif Ödülleri başta olmak üzere, onlarca faaliyet içeren hummalı bir çalışmanın içinde olduk. Şu anda da bu çalışmaların önemli bir ürünü olan ve 25 ülkeden katılım sağladığımız “İstiklal Marşı” temalı 3. Uluslararası Sempozyumu gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu uluslararası sempozyum, Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha anmamıza, onun sanatını ve eserlerini yeni bir gözle değerlendirmemize, tertemiz ve sarsılmaz ahlâkını gençliğe rol model olarak göstermemize önemli bir fırsat sunacaktır.
Bu vesileyle bizlere miras bıraktığı eserleri ve tertemiz ahlakı etrafında bizi bir araya getiren İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle anıyor, sempozyumun verimli ve başarılı geçmesini diliyorum. Teşriflerinizden dolayı şükranlarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.
Milletvekili Özçelik; “Burdur, Mehmet Akif Ersoy’un gönlünde ayrı bir yer buluyor”
Daha sonra Milletvekili Bayram Özçelik yaptığı konuşmasında; “TBMM’de tüm siyasi partilerim katılımıyla 2021 yılının 100. Yıl ilan edilmesiyle beraber Türkiye’nin dört bir tarafından eğitim camiamız başta olmak üzere, üniversitelerimiz olmak üzere, sivil toplum kuruluşları olmak üzere Mehmet Akif Ersoy’umuzu daha yakından tanımak, daha yakından O’nunla bütünleşme ve akabinde Mehmet Akif Ersoy’un anlattığı, çizdiği yolda yürüme adına İstiklal Marşı yılında etkinlikler yapılıyor. Başta bunu Mehmet Akif Ersoy Üniversitemiz çekiyor. Mehmet Akif Ersoy’un Burdur ile bağlantısını hepimiz çok iyi biliyoruz. Birinci Meclisin milletvekili. TBMM’de birinci mecliste Milli Mücadeleden sonra Anadolu insanının özellikle milli mücadele sırasında Anadolu’yu gezerek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında bütünleşerek bu mücadelenin verilmesi gerektiğini en şiddetli bir şekilde anlatıp gönüllerde makes buldurup bu mücadelenin içine Anadolu insanını sokan kişi. Mehmet Akif Ersoy Milletvekili seçilirken niçin Burdur? Mehmet Akif Ersoy Anadolu’yu gezerken Afyon’a geliyor, Sandıklı’ya geliyor, Burdur’a geliyor. Burdur’da konuşmalar yapıyor. Akabinde Ankara’ya döndükten sonra kaynaklar ifade ediyor ki, en az 3-4 defa Burdur’dan heyetler Mehmet Akif Ersoy’u Ankara’da ziyaret edip, bir kadirşinaslık örneği gösteriyorlar. Böylelikle Burdur Mehmet Akif Ersoy’un gönlünde yer buluyor.
2006 yılında üniversitesi olmayan illere üniversite kurulması kararından sonra ilk kurulan 15 üniversitenin arasında yer aldık. Mehmet Akif Ersoy ilime, bilime, fenne önem verdi. Üniversitemizin en büyük alanı Eğitim Fakültesiydi. Mehmet Akif Ersoy Baytardı, Veteriner Hekimdi. Dolayısıyla üniversitemizin hayvancılık alanında ve tüm alanlardaki gelişimini sürdürdüğünü hep beraber görüyoruz. Bizim bir iddiamız var. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi yeni kurulan üniversitelerin içerisinde en güzel, en hızlı ilerleyen ve kendisini geliştirmeye çalışan bir üniversite olduğunu ifade etmek istiyorum” dedi.
Vali Ali Arslantaş da bir konuşma yaparak, “3. Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Sempozyumu’nun ilimize, ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum” diyerek, Mehmet Akif Ersoy’un hayatı hakkında bilgiler aktardı. Mehmet Akif’in Burdur mebusluğu hakkında da bilgiler aktaran Vali Arslantaş, “Mehmet Akif, zulmü alkışlamayan zalimi sevmeyen ecdadına sahip çıkan ve milletinin istiklaline marş yazan bir büyüğümüz olarak hafızalarımızda yer ediniyor” ifadelerini kullandı.
Açılış konferansını AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş yaptı. Prof. Dr. Kurtulmuş konuşmasında; “Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren bütün aşamalarını takip etmiş birisi olarak üniversitemizin böylesine bir önemli seviyeye gelmiş olmasını her türlü takdirin üstünde değerlendirmek gerektiğini ifade ediyorum. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Mehmet Akif Ersoy’un ismini taşımakta ve o yükün altındadır. Belli bir seviyeye gelmiş bir üniversite. İnşallah bundan sonra da gençlerimizin ve uluslararası öğrencilerimizin burada değerli ve bilim hayatının içerisinde iyi bir şekilde yetiştirilerek ileriye doğru adım atmalarında örnek olacak üniversitelerden birisi olacaktır.
Mehmet Akif Ersoy hakkında ne kadar konuşulursa, ne kadar yazılırsa yıllarca olduğu gibi bundan sonra da devam edecek olan Mehmet Akif Ersoy çalışmaları ne söylenirse az kalacaktır, eksik kalacaktır. Akif, çeşitli açılardan değerlendirilmiş ve kendisi farklı açılardan tanımlanmış bir şahsiyet. İslam şairidir, vatan şairidir, İstiklal şairidir. Mehmet Akif bir tarafından baktığımız zaman büyük bir şair, ama olayları ve dünyayı incelemesine baktığımız zaman en az şairlik vasfı kadar kuvvetli olan tarafı da çok geniş derin bir entelektüel ihataya sahip olan çok ciddi bir alt yapısının olmuş olmasıdır. Büyük bir düşünce adamı ve büyük bir entelektüel olmasıdır.” dedi.
Akif'in geçmiş dönemde karşılaştığı problemlerin bugün de yaşanmaya devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 10 büyükelçinin Osman Kavala ile ilgili açıklamamasına ilişkin, "Sağlam ve güçlü duruşumuz sayesinde, Cumhurbaşkanımızın şahsiyetli liderliği sayesinde Allah'ın izniyle büyük bir kriz çıkarma potansiyeli taşıyan bu durum bertaraf edildi ve bu Türkiye'nin başarısı olarak kayıtlara girdi. Gönlüm şunu arzu ederdi, burada bütün siyasi partiler ortak bir noktada dursun." ifadelerini kullandı.
Milli meseleler konusunda ortak hareket edilmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, siyaset ve dünya görüşlerinin farklı olabileceğini ancak Türkiye'nin güçlü geleceği noktasında fikirlerin ortaklaşması gerektiğini vurguladı.
Türkiye hedefleri olan bir ülkedir
Kurtulmuş, 10 büyükelçinin Kavala ile ilgili açıklamalarına değinerek, şöyle konuştu:
"10 büyükelçinin açıklaması, Türkiye'nin iç işlerine karışma anlamını taşıyacak olan girişimleridir. Aslına bakarsanız büyük bir kriz çıkarma potansiyeli taşıyan girişim. Allah'a çok şükür Cumhurbaşkanımızın çok kararlı, Türkiye'nin bürokrasinin de çok şahsiyetli durması, siyasetin de çok güçlü durması sonucu gözümüzün içine baka baka 10 büyükelçi ve arkalarındaki başkentleri geri adım atarak Türkiye'nin gücünü teslim etmiş oldular. Bu bir siyasi konu olsun diye getirmiyorum gündeminize. Türkiye'nin bu başarısı AK Parti iktidarının da muhalif olan herkesin de ortak başarısı olmalıdır. Onun için beklerdik ki büyükelçi krizi ortaya çıktığı zaman bütün siyasi partiler ortak bir noktada dursunlar. Bu Türkiye meselesidir, Türkiye'nin birliği, dirliği meselesidir. Konunun mahiyetiyle hiç ilgilenmeden söylüyorum. Türkiye'nin herhangi bir yerdeki büyükelçisi herhangi bir ülkede devam eden bir mahkemeyle ilgili bir söz söylese o akşam kapının önüne koyarlar. Diyelim ki bizim Berlin Büyükelçimiz, bir Alman mahkemesindeki konuyla ilgili, nitekim bizi ilgilendiren pek çok mahkeme var, kalksın konuşsun bizim arkadaşımızı kapının önüne koyarlar. Şimdi bunlar eski Türkiye alışkanlıklarına bakarak 'Nasıl olsa biz söyledik, geçtik. Türkiye bir şey diyemez.' zannediyorlardı. Sağlam ve güçlü duruşumuz sayesinde, Cumhurbaşkanımızın şahsiyetli liderliği sayesinde Allah'ın izniyle büyük bir kriz çıkarma potansiyeli taşıyan bu durum bertaraf edildi ve bu Türkiye'nin başarısı olarak kayıtlara girdi. Gönlüm şunu arzu ederdi, burada bütün siyasi partiler ortak bir noktada dursun. Türkiye hedefleri olan bir ülkedir." dedi.
Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen "Türkiye'nin Irak ve Suriye topraklarına terörle mücadele amacıyla sınır ötesi operasyonlar yapabilmesi için Cumhurbaşkanına verilen yetkinin 2 yıl uzatılmasına" yönelik tezkere konusuna da değindi.
Ülke olarak Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü hiçbir zaman göz ardı etmediklerine dikkati çeken Kurtulmuş, orada yuvalanan terör örgütlerinin Türkiye'nin bütününe zarar verdiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti; "Yeri geldiğinde yapılacak operasyonlar konusunda TBMM’ye bir tezkere geldiği zaman bu kayıtsız şartsız bütün muhalefet partiler tarafından da kabul edilip, ortak bir karar olarak çıkmalıydı. Ama ne yazık ki bu kadar zor türbülanslar yaşadığımız bir dönem dahi Türkiye'de, partilerin, siyasetin ortak bir noktaya yönelemiyor olması, Akif'in döneminde yaşanan iktidardaki İttihat Terakkicilerin, İtilafçıların yapmış oldukları siyaset tartışmalarına benziyor." dedi.
Osmanlı'nın çöküşünde içerideki siyasi çekişmelerin düşmanın ekmeğine yağ sürdüğünün unutulmaması gerektiğini belirten Kurtulmuş; "Milli meselelerimizde ortak hareket edelim ve Türkiye'nin bütün dünyaya karşı kendi meselelerinde birleşebildiğini, bütünleşebildiğini gösterebilelim. Ülkemiz geldiğimiz noktada büyük ve güçlü Türkiye istikametinde hızla büyüyor. 2023, 100'üncü yılımızı çok daha güçlü bir Türkiye olarak kutlayacağız. Allah'ın izniyle ondan sonraki süreçlerde her alanda mücadelemizi daha iyi yere getireceğiz. Birlik, dirlik içerisinde yeniden güçlü bir Türkiye istikametinde her birimiz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Çünkü nerede bulunuyor olursak olalım, ne yapıyor olursak olalım hepimiz ortak hedefe gideceğiz, oklarımızı ortak hedefe atacağız.” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların sonunda AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'a, Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz İstiklal Marşı'nın 100. yılı için özel hazırlanmış işlemeli ipek mendil takdim etti.